Bir insan uzun zamandır madenin girişinde içeri girmeye çalışıyor, parolayı bilmediği için kapıyı tekmeliyor, yumrukluyordu. Elleri kan içinde kalmıştı, kapıyı açmak için kendini kaybetmişti. Böyle bir gürültüyü duymamak imkansızdı. Cücelerden biri krala bu haberi verdiği için kral tek başına oraya gidip neler olduğunu öğrenmek istedi. İnsan yumruklamaya devam ediyordu birden kapı açıldı. Kapının içinden Sindarin Noldor çıktı ve baltasının dipçiğiyle adamın karnına vurdu. Adam bir iki metre geriye uçup yere düştü.
Nedir bu anlamsız gürültü? Kimsin ve ne istiyorsun seni ahmak insan?
Adam öksürerek ayağı kalktı. Sonra dizlerinin üstüne çöktü. Yüzünde umutsuz ve üzgün bir ifade vardı. Titrek ve ağlamaksı bir ses tonuyla yavlarırcasına bağırdı.
Yüce cüce kralı. Camelot'un, insanlığın başkentinin surlarının önünde karanlık güçler belirdi. Troller, sırtlan binicileri, orklar...Sizden yardım istiyoruz efendim, ne olur bize yardım edin!
Sindarin biraz düşündü, sonra cevap verdi.
Biraz ork kesmeyi tabi isteriz. Tüm eğlenceyi size bırakmayacağız. Şimdi sen geri dön, biz en kısa zamanda döneriz. Alandur!
Arkadan bir cüce oraya doğru koşturdu.
Evet efendim?
Azthur başta olmak üzere tüm cücelere haber sal. Camelota gideceğiz. En kısa zamanda hazırlansınlar. Birkaç ucube kesmeye gidiyoruz.
Peki efendim!
Cüce koşarak oradan uzaklaştı. İnsan da atına binerek, yüzünde ufak bir umutla oradan ayrıldı...